17 Eylül 2008 Çarşamba

Ton Balıklı Sandviç Gibi Kokmak..

Tuhafım bu aralar . Sürekli bir hüzün var içimde , aileme karşı daha bir yakınlık , üzülmemelerini isteme durumu vs..
Yağmur yağıyor dışarıda . Ne uzuuunn bir gündü . Okullar açıldı , gayet mutluyum . Gerçekten özlemişim ve gerçekten ders çalışıyorum . Hayatımda ilk defa ..
Ailemle aram iyi . Onlar için üzülüyorum , yiğenim için üzülüyorum , ablamlar hatta abimler içinde üzülüyorum . Yine hayatımda ilk defa ..
Bugün yine geçen haftadan beri yaptığım gibi sabah 6'da uyandım . Ayılmam biraz zor oldu , çünkü yine 2 gündür altışar saatlik uykuyla geziniyorum . Oda yetmiyormuş gibi öğlenleri uyutulmuyorum , arkadaşlarım yada ailemin bazı işleriyle ilgilenmek için . Ayıldım , bugün inatçıyım . İki haftadır okula gidiyorum ve kendimi inanılmaz pasaklı hissediyorum . Kendime çeki düzen vermem gerekiyordu . Dün yeni bir etek ve belden oturtmalı dedikleri o dar gömleklerden aldım . Üstüme geçirdim , bakıyorum bakıyorum . Gömleğimin tüm düğmelerini kapattım ve kravatımı gittiği yere kadar çektim . Sıra geldi saçlarıma . Lanet olası düzleştiricim bozuldu ve ben hala garanti belgesini alıp götüreceğim satın aldığım yere . Ama nerdeee .. Keşke Cem abinin dediği gibi başkalarından çok kendime zaman ayırabilsem . Herneyse , düzleştiricimin var olmadığını bildiğimden dün geceden saçlarımı yıkadım , güzelcene kremini sürdüm iyice duruladıktan sonra hayluyu kafama geçiriverdim . Çokta kabarmasın diye önce nemini almasını bekledim havlunun , sonra yavaş yavaş kendiliğinden kurumasını . En sonda saç kurutma makinesini aldım elime birazda öyle vakit harcadım ve yattım işte . Sonunda saçlarımda hazır . Okulda giymemize izin verilen tek spor ayakkabı özelliğine sahip olan her tarafı simsiyah , sevmediğim ancak ona bile şükrettiğim o simsiyah converseleri geçirdim ayağıma . Oysa gerçekten sevmiyorum , lanet olası sol ayağımın küçük parmağında bir soruna yok açtı çünkü . Şuan iyi gibi ancak yarın tekrar giyince ne olacak bilmiyorum . Üstümede ilk gördüğüm anda büyük bir aşkla satın aldığım pembe düğmeli , pembe çizgili , gri , dantelli vs ceketimi giydim . Nasılsa hala yaz uygulaması geçerli ve kimse ceketi okulun içinde giyeceğimi düşünmeyecek . Amaçta o değil zaten .
Lisedeki bu 3. senemde kendime biraz özen göstereyim dedim . Hoşumada gitti . Aykırıydı ancak karışabilecekleri hiç birşey yoktu . Özlemişim .. O kadar şapşalı bir arada görmeyeli çok uzun zaman olmuştu . Geçen haftadan beri iyi anladığım tek birşey var ki fen bölümüne girmek gerçekten intihar gibi birşeymiş . Şimdi sözde sosyal öğrencileri oldukları için iletişimi kuvvetli o canım arkadaşlarım ile birlikteyim . Fakat sınıfımı sevdim , gerçekten ! Geçen sene hayatımda hiç görmediğim kadar haşarı bir fen sınıfına göre ( ki öğretmenlerimiz hep derlerdi ki , fen sınıfları okulun en aklı başında uslu ve çalışkan öğrencileri olurlarmış) oldukça nezih bir sınıf . Sevgili Mimiciğimi dinlediğim için çok mutluyum . En azından benden 1-2 yaş küçükte olsalar gerçekten bazı konularda belli fikirleri ve bilgileri olan birkaç kişiyle tanıştım .
Herneyse , gidip çaktırmadan tuvallette sigara içerek , resim dersinde (malesef gerçekten istemeyerek oldu çünkü öğretmenimize hayranım) uykusuzluktan gözlerimi açamayacak hale gelerektende olsa , o kadar basit ingilizce kalıplarını nasıl anlayamadıklarını düşünüp arkadaşlarıma biraz kızarakta zar zor günümü bitirdim . Son ders rehberlikti . Kütüphane koluna girdim . Nöbete falan yollarlarsa kitapları karıştırırım belki aralardan hoş birşeyler çıkar diye .
Çıktım okuldan . Saçımı topladım . Ensemdeki saçlar gözükmesin diye şekilden şekle girdim . Ama fenalık geçiriyordum , o kadar aptal fen öğrencilerinin olduğu bir okulda ilgi çekmeyi istediğimi düşünmüyorsunuz heralde ?
Telefonumu açtım
Daha doğrusu annemin telefonunu , direk Sena'yı buldum ve aradım ;
-Kanka nerdesin ?
-Geliyorum sen nerdesin ?
-Okuldan çıkıyorum . Ne zaman burda olursun ?
-10 dk. sonra dedi . Tamam dedim ve kapadım .
Sadece birkaç saniye sonra arkadaşlarım tarafından uzaklara sürükleniyordum . Tekrar aradım ve Sena'yı başka yere çağırdım .
Giderken kuruyemişçiye uğradım . Zar zor tartışarakta olsa cebimdeki son 1 ytl ile 4 tane sigara aldım . Küçükmüşüm satamazmış .. Dün öyle demedi ama . Tehtid ettim . Vermezsen eğer şimdi en yakın arkadaşımla buluşacağım ve o 18 yaşında , benim için sigara alacaktır dedim . Yaşımın küçük olduğunu ve bunun benim için zararlı olduğunu söyleyen bilmem kaç milyonuncu kişi olarak verdi bana onları ..
Ceketimin cebine koydum ve çıktım . Biraz ilerledim , arkadaşlarımdan kurtuldum ve bir sigara çıkarıp yaktım . Tanrım .. Ne de çok özlemişim . Sena ile buluşma noktamıza gittim . Tekrar aradım , kanka nerdesin ?
Arkamı döndüm , hayatımda gördüğüm en zarif duruşu olan ikinci çocuğu gördüm . Gerçekten çok zarif ..
Hafif kalp çarpıntılarımla birlikte arkamı döndüm ve gidip bir banka oturdum . Bir süre insanları izledikten sonra Sena geldi . Morali bozuk . Anında anlarım ve buda beni negatif etkiler . Sena'nın morali bozuksa bilinki sevgili okurlarım benimkide bozuktur . Bu nedenle Sena asla üzülmemelidir . Neyi olduğunu sordum , ancak hiç birşeyi olmadığı söyleyerek konuyu değiştirdi.
Nereye gidiyoruz ?
Kafeye tabi ki.
Açlığıma yenik düşerek bir sandviç ve kola söyledim . Kolaaaa... Nede çok özlemişim .
Yedim içtim . O sırada Cem abi ilede biraz sohbet ettik . Salvador Dali ' nin açılacak olan sergisi için . Gitmeyi planlıyorum bakacağız ..
Sonra babam aradı . Annemmiş meğersem , babam Çatalca'dan dönmüş , kızım neredesin diyor . Yalan söyledim, "Yeni çıktım okuldan geliyorum anneeee".

Bir süre sonra kalktım , eve gittim . Babama nasıl olduğunu sordum , üzgün ve sinirli görünüyordu . Ablamın borçları yüzünden ..
Üstümü değiştirdim , yemek yemiş olmama rağmen annemin "Kızım aç mısın?" sorusuna evet yanıtını verdim . O da üzülmesin . O salatayı yaparken salona gittim . Babam gazete okuyor . Diğerinide ben elime aldım okumaya başladım .. Aradan 2-3 dk geçti , bana neden arayıp geç kalacağımı bildirmediğimi söyledi . Gayet soğuk bir ses tonuyla .. Üstelik üç gündür görmüyorum , üstelik üç gündür konuşmadık ve üstelik bana nasılsın bile demedi . Bende cevap verdim , birkaç anlamsız kelime vs.
Sinirlendim kalktım ve mutfağa gittim . Masaya oturdum . Düşüyorum , evde kim birine kızsa neden herkes bana patlıyor ? diye.
Yemeğimi yerken annem babama kızdı , hem beni hem kendini koruyor . Bu hoş birşey çünkü pek sık yaptığı görülmez . Genellikle babam bana birşey yüzünden kızıyorsa yanan ateşe körükle gider . Pek bi ayılıp bayılırım o hallerine . Sadece sabır derim başka birşey değil..
Babam geldi sessizcene yemeğimi bitirdikten sonra aniden bir hışımla yerimden fırladım ve çıplak topuklarımı mümkün olduğunca yere vurup kızgınlığımı belli edeceğimi ve onun bunu gece sonunda kavrayabileceğine inandığımdan yürüyüp odama gittim . Bilgisayarımı açtım ve biraz müzik dinleyerek arkadaşlık sitelerinde olan üyeliklerim ne alemde acaba diyerekten onlara göz attım . O sırada babam yanına çağırdı ve ablam için bankaya gidip para yatırmam gerektiğini ve bunu hemen yapmam gerektiğini söyledi . Giyindim , kapşonlu hırkamı ve çantamıda üstüme geçirdikten sonra çıktım . Sena ' yı aradım yolda ,
-Sena mp4'ün şarjı ne durumda ?
-Bir çizgi kaldı
-Tamam . Birazdan sizdeyim alıcam onu
Minibüse atladım ve onlara gittim . Aldım ve biraz muhabbet ettim . Sonra yola koyuldum merkeze çıkacağım .
Hay aksi ! Evraklarıda parayı çekeceğim kartıda evde unuttum . Koşturarak eve doğru yol aldım . Karın boşluğuma keskin bir acı saplandı bir süre sonra ama zar zor gittim . Annemi aradım ve bana onları yakın bir yere getirip getiremeyeceğini sordum . Olur dedi . Gittim aldım , banka işlerini hallettim . Burger King'e gitim sonra . Tek gezmek ne kadarda hoş bir duygu . Hele ki güneş ogün kendini sakınıyorsa senden .. Birşeyler yedim ve giderken annemde mutlu olsun diye onada birşeyler aldım . Çıktım , kulaklığım bozulmuş , birinden ses gelmiyor . Temassızlık var . Elimle gidermeye çalışarak yola koyuldum . Gazete bayiini gördüm . Uzun zamandır Rolling Stone'um yok . Olamaz , almalıyım ! Ama yoktu . Onun yerine billboard alıyim bari dedim . Diğerlerinden daha iyi sanırım . Unutmadan babama istediği gazeteyide aldım . Tamamdır . Yorgunluktan ölüyorum artık evet , zaten az bir uykuyla ayaktayım .. Zar zor gittim eve , giderken annem aradı , ilkim ' i okuldan alır mısın diye . Mırın kırın ettim . Sonra üzüldüm . Ama yapmam gereken şeyler vardı . Eve gittim . Babama gazetesini annemede yiyeceklerini verdikten sonra odama çekildim ve ders çalıştım . Şimdi de blog yazıyorum ..
Son 2 haftadır hayatım böyle geçiyor işte . Çok farklı bir İlke değil mi ?
Evet , bende farkındayım ama çok sevdim bu halimi ..
Gerçekten huyuna gidince iyi oluyormuş Mimi .
Hadi sevgiyle kalın .. Bir sonraki blog ' da görüşmek üzere ;D

1 yorum:

mimi wonka dedi ki...

monotonluk gibi geliyo biliyorum ama değil, huyuna gidince sessiz sakin oluyor işte herşey, sürüyor bir şekilde hayat akıp gidiyor... huzur önemli herşeyden önce, sende çekil köşeye, kozanda oturup zamanının gelmesini bekle bebeğim =)